Ana içeriğe atla

Translate

Şu sıralar çok popüler / now very popular

ne güzeldi

ne güzeldi o akşam saatlerinde, henüz hava tam kararmamışken, bacalardan tüten dumanların isiyle, sokaklardan gelen uzak boğuk ortam sesleri... anneannem namazını kılardı, sessizce fısıldadığı duaların tonu, rükuya varırken eklemlerinde çıkan tıkırdamalar, sobanın üst kapağından tavana yansıyan ateşin ışığı, tiktak tiktak; salondaki saatin sessizliği. galiba ben o günleri çok özledim.   

Sahra& Nil Aşkı ve Mansura Yolculuğu Deneyimleri (Mısır)

Reklamlara tıklamanız halinde, elde edilen reklam gelirinden sokak köpeklerine mama alıyorum. Desteğinizi beklerim.

Bence Mısır'ın en değerli hazinesi olan Nil nehrinin,  Arapça çöl anlamına gelen Sahra ile birleştiğini görmüş olacak ki ünlü düşünür Herodot, bu en değerli hazine için şunu demiş: 


"Mısır'ın tüm Tanrıları, insanlığa Nil Nehrinin hediyesidir."



Kahire'den başladığım Mansura'da sonlandırmış olduğum yaklaşık 3 saatlik macera dolu yolcuğumda Mısır'ın turistik olmayan ve en çok merak ettiğim yüzünü de görme fırsatı elde ettim. 


Yolların altyapısına sanki 20 yıldır dokunulmamış, birçok bölgede bakımsız altyapıdan dolayı aracımızın altını vurmuştuk. 





Trafik kuralları zaten Allahlık. Yol boyunca ilginç görüntülerle karşılaşmıştım. Bazı görüntüler malesef Türkiye'de de olabiliyor, ancak burada bir kural tanımamazlık durumu yok. Çünkü kural yok. Türkiye'deki farkı bu olsa gerek (altta). 




Hava çok sıcak. Belki 45 derece. Yaz aylarındayız.





 Bu yüzden yol esnasında su satıcıları kadar aynı zamanda havlu satıcıları da var (altta). 



Kahire'den başlayıp zafer anlamına gelen Mansoura, 7. Haçlı seferi sırasında Fransa Kralı Louis IX 'un savaşında Mısır zaferinden sonra ismini almış. 



Mansoura, Delta bölgesinde Nil Nehrinin Damietta kolunun doğu kıyısında yer alır. Kahire'ye 120 km kuzeydoğusunda olan Mansura'yı Nil Nehri karşısında yer alan Talkha şehrinin tam ortasından ayırır. 






Mısır'ın kuzeyinde yer alan bu şehir, özelikle kırsal alanlarında Bedevilere rastlamıştım.  Yaşam koşulları oldukça ilginç ve bize göre zor olan bedeviler Sahra çölünün Nil kıyılarında yaşıyorlar. 



Biliyorsunuz, Bedevilerler çölde yaşayan, geçmişte göçebe olan Sahra çölünde yaşayan Arap kabilelerden oluşmaktadır. 




Hayvancılıkla uğraşan göçebe hayatı yaşayan Bedeviler, tam anlamıyla bozkır insanlarıdır. Çoğunlukla süt ve süt ürünleriden yapılmış yiyeceklerle beslenirler. 



Ziyaretim esnasında yanımdan geçen bu bedevi grupta küçük kızın bakışlarını unutmak mümkün değil...



Kendi gelenek ve göreneklerine sahip bu kuzey Mısırlı göçebe grup eşek, at, koyun, inek, keçileriyle birlikte yanımdan huzurlu bir şekilde geçip gittiler. 


Bedeviler uzaktan bir gözle baktığınızdan her şeyden önce çok mütevazi ve kendi halinde insanlar gibiler.  Diğer bir yönden de Bedeviler yüreklilikleri, cömertlikleri ve zor şartlara karşı dayanıklılık göstermeleriyle Arap değerlerinin aslında ne kadar farklı bir aidiyet hissiyle yaşadıklarını göstermektedir. Ancak İslam dini açısından geleneksel yaşamdaki aşırı tutuculukları kibir katsayılarını arttırdığından pek de hoş karşılanmamaktadır. 



Bedeviler dini açından da incelendiğinde, Kutsal kitabımız Kur'an mealinde de geçer:

"Müttefik düşman birliklerinin gitmediğini sanıyorlar. Eğer o birlikler bir daha gelecek olsa, çölde bedevi Araplar içinde yer alıp, sizin haberlerinizden sormayı arzu ederler, içinizde kalacak olsalar da sadece pek az harp ederler."




Bedevilerin kendi gelenek ve göreneklerine gereğinden fazla bağlılıkları İslam dininin zorunlu kıldığı ibadetlerin idrakında normal Araplara göre ciddi farklılıklar doyurmuştur. Elmalılı ilgili ayeti şöyle çevirir: Bedeviler küfür ve nifak bakımından daha beterdirler, bununla birlikte Allah'ın Resulüne indirdiği hükümlerin sınırlarını bilmemeye daha layıktırlar; Allah bilendir, hikmet sahibidir. 


Bedeviler  ile ilgili ünlü İslam Alimi İbn Haldun da, bedevi zümrelerdeki sosyal düzen ve hukuki hükümlerin ecdattan kalan örf ve adetlerden meydana geldiğini, bunların dayanağını ve gücünü ise " aynı nesepten gelen kimseler arasındaki yardımlaşma ve şeref duygusu" diye tarif ettiği asabiyetin oluşturduğunu söyler. 




Hayvan yetiştirmek, avlanmak, ticaret yapmak, baskın düzenlemek gibi işlerde geçimlerini sağlayan bedeviler, çiftçilik, el işleri ve sanatları ile denizcilikten hoşlanmazlar ve anlamazlar da...



Bedeviler genellikle ani baskınlarda deveye ,komşu kabile ziyaretleri esnasında ata binerler. Atlar susuzluğa kadar develer gibi irade göstermediğinden atların yanındaki sular, yedek su olarak taşınırmış.






 Şuanda onları atlar üzerinde gördüğüme göre sanırım komşu kabile ziyaretine doğru gidiyorlardı... :)






Mısırlı insanlar genellikle sıcakkanlı ve güler yüzlüler. 






Mısır'ın genelinde ciddi bir yoksulluk hakim. 







Açlık sınırında yaşayanların 2014 verilerine göre 22 milyondan fazla olduğu düşünülüyor. 






Mısır Merkezi Halk Seferberliği ve İstatistik Kurumu verilerine göre Mısır halkının 49%'u da yiyeceklerden temel ihtiyaçları karşılayamadıkları görülüyor. 


Birleşmiş Milletler raporlarına göre dünyanın en yoğun nüfuslu 15. ülkesi olan Mısır'da yoksulluğun yanında hijyenik koşulların yetersizliği, Gıda güvensizliği de diğer bir konu. 




Bu yüzden seyahatiniz boyunca özellikle çok lüks restoranlarda yemek yiyin ve kapalı içeceklerden sıvı tüketin. Ben Türkiye dönüşünde 1 hafta bağırsaklarımda kapmış olduğum mikroptan  dolayı tedavi gördüm.



Kadın kavramı Mısır'da devrim sonrası demokrasi değil, daha da muhafazakarlaşan bir ortamda ezilen kadının dramını arttırmış.




 Özellikle Müslüman kesimde kadın her ne kadar sosyal yaşam içerisinde yeri olsa da bazı noktalarda negatif ayrımcılığın kurbanı olmaktadırlar.




 Halbuki bundan M.Ö. 3500 yıl önce antik Mısır'daki kadınların bereketin simgesi olarak mitolojiye konu olmaktadır.  4000 yıllık Mısır Uygarlığı'nda Hatşepsut adında firavun kraliçe de vardır. Ayrıca Nefertiti Mısırın sahip olduğu en güçlü kadınlarından biriydi. Ve son Mısır Kraliçesi ve son firavun olan Kleopatra'nın çevirdiği saray entrikalarından ve güzelliğinden ekstra bahsetmeye gerek var mı?



Çok üzücü ki son yapılan araştırmalarda Antik Mısır'da hayvanlara işkence yapıldığı anlaşılmış. Aslında Antik Mısırda egzotik denebilecek bir hayvana sahipseniz, bu sizin gücünüz ve zenginliğinizin belirtisi olarak kayda geçermiş. Ancak Nil Kenarlarında yapılan bir kazıda geçmişi 5000 yıldan daha eski babun toplu mezarlarına rastlanıldı. Ve hepsinde cezalandırmak amaçlı şiddete maruz kaldıklarına dair kırık kemik parçalarına denk gelinmiş. Hayvanların içgüdüsel olarak kendilerini korumak için elleriyle kafalarını örtmeye çalıştıklarını gösteren iskelet örneklerinde aynı zamanda kırık kafa taslarına da rastlandı. 







Nil Nehri kıyısında oynayan çocuklar (altta ve üstte)... Bakın ne kadar da mutlular... 

Nil Nehrinin ihtişamı, bu mutluluğu destekler nitelikte...





Nil Nehri dünyanın en uzun nehridir. 6650 km'yi bulan bu uzunlukla Afrika kıtasının yaklaşık %10'unu kaplar. Nil nehrinde diğer önemli bir özellik akım yönü güneyden kuzeye doğru olmasıyla diğer nehirlerin akış yönünün tersine olmasıdır.  Beyaz, Mavi ve Atbarah olmak üzere 3 adet kolu vardır. Burundi'den doğan bu devasa nehir, Akdeniz'e dökülür. 




Mısır seyahat notlarım içinde ayrıca 







TARIHIN ELLERI : BAŞKENT KAHIRE ( KAHIRE / MISIR)







Ayrıca bunlar da ilginizi çekebilir. 











facebook sayfamı da takip edin: 

sevgiyle kalın
2018 - Izmir / Türkiye 
volkan coşğun

Tüm fotoğraflar , ALINTI OLDUĞU BELİRTİLMEDİKÇE, bana aittir. Seyahat notlarında çeşitli kaynaklardan yararlanılmıştır. 

Yorumlar

Son 1 haftada en çok neler okundu? /What was the most read in the last week?

Son 30 günde en çok okunanlar /// Most read in last 30 days

Tüm zamanların en çok okunanları /// Most read of all time

Geçen Yıl En çok Okunanlar /// Last Year's Most Read Articles

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *